Coronavirus daha önce hiç tanımadığımız ve hakkında bilgi sahibi olmadığımız bir virüs türü. Neden olduğu pandemi sonrasında elde edilen veriler sürekli güncelleniyor ve her yeni bilgi salgının detaylarına ışık tutmayı sürdürüyor.
Bu önemli bilgilerden biri de 13 Mart 2020 tarihinde açıklandı. Hong Kong’da görev yapan doktorlar COVID-19 hastalığını atlatan 12 hastayı inceledi ve hastalarla ilgili önemli bir çıkarımda bulundu.
Yapılan incelemeler sonucunda mercek altına alınan grupta bulunan ve COVID-19’u atlatan her üç hastadan ikisinde akciğer kapasitesinin %20 ile %30 oranında azaldığı belirtildi. Şu an bu çıkarımın doğruluğu %100 kesinlik içermese de uzun dönemli sonuçlar alınana kadar bu bilgi bize önemli bir yol haritası sunuyor.
Akciğerleri tuttuğu bilinen ve solunum kapasitesini azalttığına dair veriler bulunan COVID-19, bazı KBB hastalıkları yaşayan kişiler için de sağlıklı bireylere oranla daha büyük bir risk oluşturuyor. Sinüzit, alerjik rinit, uyku apnesi ve burun eğriliği gibi solunum kalitesini düşürebilen ve aynı zamanda bağışıklık sistemini azaltabilen hastalıklar COVID-19’a yakalanma sürecinde belirleyici bir rol oynamasa da hastalığa yakalandıktan sonra yeni koronavirüs belirtilerinin şiddetini arttırabilecek nitelikler taşıyor.
Ön kısmı kıkırdaktan arka kısmı kemikten oluşan burun septumu, burun boşluğunu ortadan ikiye bölen bir yapıdır. Kişinin burun septumunda doğuştan ya da sonradan alınan travmalara bağlı olarak kemik ve/veya kıkırdak yapılarında eğrilme olabilir. Bu durumda burun boşluğu ideal yapısını kaybeder ve eğrilik derecesine bağlı olarak kişide kronik burun tıkanıklığı oluşabilir.
Septum deviasyonu burunda tek ya da çift taraflı burun tıkanıklığı, tekrarlayan sinüzit, baş ağrısı, geniz akıntısı, horlama, uyku apnesi ve kulakta sıvı birikimi gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Solunum mekanizmasında fiziksel bir engel yaratan bu sağlık sorunu “septoplasti” adı verdiğimiz “burun eğriliği ameliyatı” ile tedavi edilebilir.
COVID-19 ve burun eğriliği arasındaki bağlantı, burun eğriliği olan kişilerin COVID-19’a yakalanması sonucu nefes darlığı şikayetlerinin daha ağır seyredebilmesidir. Hem alt hem de üst solunum yollarında sorun olan hastalar için nefes darlığı ciddi bir semptom haline dönüşebilir.
Sinüs boşluklarının buruna açıldığı kanalların tıkanması durumu sinüzit olarak adlandırılır. Sinüzit yüz bölgesinde ağrı, ateş, yorgunluk, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı ve koku alma duyusunda azalma gibi çeşitli belirtilere neden olabilen bir KBB hastalığıdır.
Özellikle kronikleştiğinde hastanın yaşam kalitesini azaltan sinüzit, akciğer enfeksiyonlarına da neden olabilmektedir. Akut sinüzitten farklı olarak kronik sinüzit geleneksel tedavilere yanıt vermeyebilir ve bu durumda en etkili tedavi yöntemi “fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi” olarak ön plana çıkar.
Sinüzit oluşumunda zayıf bir bağışıklık sisteminin de rolünün olması bu hastalığın COVID-19’a yakalananların şikayetlerini arttırabileceği yönünde yorumlanabilir. Kronik burun tıkanıklığı başta olmak üzere uyku kalitesini azaltabilen ve bağışıklık sisteminin iyice zayıflamasına yol açabilen sinüzit, COVID-19 bulaşı halinde hastaların şikayetlerinin ağırlaşmasının da kaynağı olabilir.
Mevsim gereği alerjik rinit hastaları tam bir panik halinde ve yaşadıkları standart alerji semptomlarını COVID-19 belirtileri ile karıştırma eğilimindeler. Normal şartlarda alerjik rinit COVID-19’a yakalanma noktasında risk arttırmıyor olsa da burun tıkanıklığı ve uyku problemlerine neden olarak bağışıklık sistemini zayıflatabiliyor.
Bir de COVID-19 belirtileri ortaya çıktığında alerjik semptomları olan kişilerde bu belirtiler daha şiddetli yaşanabiliyor. Bu nedenle alerjik rinit rahatsızlığı olan hastaların tedavi süreçlerini aksatmaması ve kendilerine reçete edilen ilaçları kullanmayı sürdürüp mümkün olduğunca evde kalmaları gerekiyor. Alerjik semptomlar kontrol altındaysa salgının etkisini gösterdiği günlerde zamanı gelen muayenelerin dahi ötelenmesi öneriliyor.
Uyku apnesi söz konusu olduğunda COVID-19 bağlantısı bir nebze komplike hale gelebiliyor. Uyku esnasında hava yollarının tıkanmasına ve kişinin solunumunun durmasına yol açan bu kronik uyku bozukluğu tedavi edilmediği takdirde kalp ritim bozukluğu, pulmoner hipertansiyon, astım, inme, diyabet ve yüksek tansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. COVID-19 için en riskli hastalıklara yol açabilen uyku apnesinin tedavisinin kesinlikle ertelenmemesi gerekiyor.
Hem bağışıklık sistemini zayıflatan hem riskli hastalıklara yol açan hem de dokulara yeterince oksijen ulaşmamasına neden uyku apnesi rahatsızlığınız varsa tedavi yöntemlerini değerlendirmenizi öneriyorum.
Doktorumuz Hünkar Bey kızımızın geniz eti ve kulak tüpü ameliyatlarını başarıyla gerçekleştirdi. Operasyon sonrası kontrollerde çok ilgiliydi. Teşhis ve tedavi aşamsında bize olduk.a {...}
19 TemmuzBeş yaşındaki oğlumun sürekli tekrarlayan ve geçmek bilmeyen orta kulak iltihabı şikayetiyle uğraşırken, tavsiye üzerine doktor beyle tanıştık. İlk muayenesinden sonra sorunun geniz e{...}
22 HaziranDoktorumuz Hünkar Bey kızımızın geniz eti ve kulak tüpü operasyonlarını başarıyla gerçekleştirdi. Operasyon sonrası kontrollerde çok ilgiliydi. Teşhis ve tedavi aşamasında bize oldukç{...}
22 Haziran